su gibi aktı yıllar.
Dünümüz
bugünümüz
ve gelecekteki yarınımız.
Gördüğümüz beyhude yıllar.
Uzadı şimdilerde...
bir bir düştü büyük kalbinize,
beyaz aklar.
Bakarken yenilerek gözlerinize
bir bağ oluşturmuştuk
belkide...
birbirimiz ile...
Siz!
Efendim denilecek kadar,
büyük!
Ben!
Zaafiyet geçirecek kadar,
küçük ve boynu bükük!
Ne bekliyorduk hala?
Neyi bekliyor idik?
Siz!
Efendim;
Ulaşılamayacak kadar,
uzak,
pür ü pak insan!
Siz!
Ey kendi şahsına münhasır!
Ey zaatı muhterem!
Ey efendim!
Ne idi,
bizi bu sisli gökkubbe altında
vuslata zorlayan?
Lütfunuza ermek için,
söyleyin
ne eyleyeyim?
ey zat-ı bat-ım
sübhaniyem!
ilhamına muhtacım.
dayanmak davranmaktan zor.